B İ R L O K M A,
B İ R H I R K A
“Ey
insanoğlu! Sana ayırdığım rızkın tümünü
sen tüketinceye kadar, o rızık seni arar, bulur.”
***
Materyalistlik bakış açısıyla hareket
eden insan; kendisine ait saydığı dünyaya, kendisini muhtaç ve mecbur olarak
görmektedir. Kaçınılmaz biçimde dünyanın arkasına düştükçe doyumsuzluğu
çoğalmakta, dünyaya karşı ihtirası artmaktadır.
Korku,
açlık endişesi, yarınlarını güvene alma telaşı, gözü dönmüş bir şekilde eşyaya
sahip olma hırsı, üst üste birkaç ömür yaşasa bile asla eritemeyeceği, kullanıp
bitiremeyeceği mallar edinme sevdası içinde bir kısır döngüyü yaşamaktadır. Bu
durum dünyayı kendisinin malı saymasını
ve eşya karşısında onu açgözlü, doymak bilmez bir yaratık haline getirmesini
sağlamıştır.
Dahası, onu tabiatı tahrip etmekten çekinmeyen bir hale
koymuştur. İnsan, kendini dünya
üzerinde hak sahibi sandığı için gözünü başkasının eline, cebine dikmekten
vazgeçememektedir. Ve bu düzlem içinde kaldıkça da çaresini bulması imkansızdır.
Müslüman ise
dünya metaına karşı ‘bir lokma, bir hırka’ diye adlandırılan tavırla yani dünya
metaına önem vermeyen, onun ardından koşmayan, dolayısıyla ona köle olmayan bir
tavırla tavır takınır. Buradaki dünyanın arkasından gitmemek, yapılıp
edilenlerin ‘dünyevi rıza’ için olmaması anlamındadır. Amellerimizi Allah’ın
rızasını kazanmak için ifa ediyorsak , bu amellerimizle dünyayı elde etsek bile, bizim için önemli
olan Allah’ın rızasını kazanmak olduğundan, dünya gözümüzde gene de kendisi
için bir önem ve anlam ifade etmez.
Kendi mallarına karşı piyasa oluşturmak
isteyen kapitalistlik anlayış sahipleri, ‘bir lokma, bir hırka’ tavrını
karalayarak; Müslümanlar arasında tüketim eğilimlerini kamçılamak istemişler,
Müslümanlarda mal düşkünlüğü meydana getirmeye çalışmışlardır. Şimdi
günümüz Müslümanları ihtiyaç
duymadıkları malları satın almak zorunda kalıyorsa, bu, kapitalistlik
propagandanın baskısına yenik düşmelerinden ileri gelmektedir.
‘Bir lokma, bir hırka’ formülü aslında,
insanların zengin olmak için çalışmalarına engel değildir. Onun engel olduğu
şey, dünya metaına, mala, eşyaya köle kılınmasıdır. Dünyaya, mala, eşyaya köle
olmayan; onları, kendisine köle kılmaya aday olmuş demektir.
Tayfur Işık